A blog section where general information, current news, developments and trends are shared for professionals in the field of communication and marketing and for those who are interested in this area.

SOSYAL PAZARLAMA NEDİR?

|

Geçtiğimiz altmış yıl içinde, pazarlama ürün merkezli (Pazarlama 1.0) olmaktan tüketici merkezli (Pazarlama 2.0) olmaya doğru evrildi. Bugün, pazarlamanın değişen koşullarının getirdiği dinamik ortama ayak uydurmak üzere bir kez daha dönüşüme uğradığını görüyoruz. Bir çok şirketin odağını ürünlerden tüketicilere ve insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara doğru genişletmeye başlamışlardır. Sosyal Pazarlama (Pazarlama 3.0), Philip Kotler’in tanımıyla şirketlerin tüketici merkezli olmaktan insan merkezli olmaya doğru kaydıkları ve karlılığın kurumsal sosyal sorumlulukla dengelendiği aşamadır.

Pazarlama dünyası yıllar içinde pek çok aşamadan geçti; Pazarlama 1.0, Pazarlama 2.0 ve günümüz pazarlama anlayışı Pazarlama 3.0 yani Sosyal Pazarlama.

Günümüz pazarlama anlayışını daha iyi ifade edebilmek adına önce ki pazarlama aşamalarını aktarmakta fayda var. Pazarlama 1.0 evresini en kısa şekilde Henry Ford’ un bir sözüyle açıklayabiliriz; “Her müşteri istediği her renkte bir arabaya sahip olabilir, tabii renk siyah olduğu sürece” . Bu yaklaşım bize ürün merkezli evreyi ifade ediyor. Ne seçersek seçelim, tercihlerimizin sınırlı olduğu bu evrede ürünler, bireysel değil kitlesel pazara sunuluyordu. Ürünler oldukça basitti bu standardizasyon ile ürünlerin üretim maliyetleri düşüyor ve ürünler kitlesel pazara daha ucuza çıkabiliyordu. Asıl amaç malların kitlelere ulaşabilmesi ve daha çok insan tarafından satın alım yapılabilmesiydi.

Bu süreç enformasyon çağına kadar devam etti ve Pazarlama 2.0 anlayışı doğdu. Kitleler artık ürünlerin kıyasını yapabilir hale gelmişlerdi ve artık “Müşteri Kraldı”. Ürün çeşitliliği pazarda rekabeti kızıştırıyor ve pazarlamacılar daha agresif pazarlama yöntemleri uyguluyorlardı. Müşteriler pazarlama faaliyetlerinin pasif birer hedefi haline gelmişlerdi. Markaların toplumsal arenada ki imajları dahi müşterilerin satın alma davranışlarını etkiliyordu.

Teknolojik ilerlemeler son yüzyılda tüketiciler, piyasalar ve pazarlamada ciddi değişikliklere yol açtı. Pazarlama 1.0, sanayi devrimi esnasında üretim teknolojisinin gelişimiyle ortaya çıktı. Pazarlama 2.0, enformasyon teknolojisi ve internetle varlık buldu. Ve bugün, Pazarlama 3.0’ın ortaya çıkışının arkasındaki en büyük kuvvet yeni dalga teknolojidir.

Sosyal Pazarlamada hedeflenen tüketici tatminidir. Pazarlama 3.0’ı uygulayan şirketler daha büyük misyon ve vizyona sahiptirler. Bu şirketler toplumsal sorunlarla ilgili çözümler sunmak istemektedirler. Sosyal Pazarlama tüketicilerin öteki ihtiyaç ve umutlarının asla göz ardı edilmemesi gereken bütünsel insanlar olduğuna inanır. Bu nedenle Pazarlama 3.0, duygusal pazarlamayı, insan ruhu pazarlamasıyla tamamlar.

Küresel ekonomik kriz dönemlerinde Pazarlama 3.0, sosyal, ekonomik ve çevresel değişim ve çalkantılardan daha çabuk etkilendikleri için, tüketicilerin yaşamları açısından çok daha geçerli hale gelir. Hastalıklar salgın halini alır, yoksulluk artar ve çevre tahribata uğrar. Sosyal pazarlama yaklaşımını uygulayan şirketler bu tür sorunlarla karşı karşıya kalan insanlara yanıtlar sunar, onlara umut verir ve bu sayede tüketicilerle daha yakın temas sağlar. Sosyal Pazarlamada şirketler kendilerini sahip oldukları değerlerle farklı kılarlar. Çalkantılı zamanlarda, bu farklılaşma onları daha güçlü kılmaktadır.

Günümüz rekabet ortamında her bir pazarlama argümanın önemi son derece artmıştır. Şirketler tüketici gözünde marka algılarını yükseltmek ve değer olgusu üretmek açısından Sosyal Pazarlamayı göz ardı etmemelidirler.

Back to blog